yansıtmadığı

yansıtmadığı

"Yansıtmadığı" means "that does not reflect" in English.

The term "yansıtmadığı" here implies 'did not reflect' regarding the true feelings.

Bu resim onun gerçek duygularını yansıtmadığı için başka bir resim seçtik.

We chose another picture because this image did not reflect their true feelings.

"Yansıtmadığı" in this context expresses 'did not reflect' in terms of the story's depth.

Kitap, anlatılan hikayenin derinliğini tam olarak yansıtmadığı için eleştirildi.

The book was criticized because it did not fully reflect the depth of the story.

Here, "yansıtmadığı" means 'not reflecting,' referring to the feelings not being evident while speaking.

Sessizliğinin sebebini yanlış anladık, çünkü duygularını yansıtmadığı bir anda konuşmaya başladı.

We misunderstood the reason for their silence, as they started speaking at a moment when they were not reflecting their feelings.