sağladığı

sağladığı

"Provided by" or "ensured by."

Here, 'sağlayan' (enabling) is used to describe an adjective derived from 'sağladığı', referring to the facilities or chances provided.

Eğitim, bireylerin gelecekteki kariyerlerinde başarılı olmalarını sağlayan fırsatlar sunar.

Education provides opportunities that enable individuals to be successful in their future careers.

'Sağladığı' (provided by) here shows possession or contribution by technology to enable facilities.

Teknolojinin sağladığı kolaylıklar günlük yaşamımızı oldukça etkiliyor.

The facilities provided by technology significantly influence our daily lives.

'Sağladığı' (provided by) attributes the action of provision to the subject, in this case, the library.

Kütüphane, öğrencilere rahat çalışma ortamı sağladığı için çok değerlidir.

The library is very valuable because it provides students with a comfortable working environment.