görülmesine

görülmesine

"To be seen."

Used to convey observation or perception in a passive form.

Bu durumun daha ayrıntılı bir şekilde görülmesine olanak sağlıyor.

This situation enables it to be seen in a more detailed way.

Used in the context of allowing or facilitating the act of seeing.

Bazı eski belgelerin tekrar görülmesine fırsat sunan sergi açıldı.

The exhibition that allows old documents to be seen again has opened.

Indicates the result or effect of perceiving neglected aspects.

Konuya farklı bir açıdan bakılmasıyla daha önce gözden kaçan detayların görülmesine yardımcı oldu.

Looking at the subject from a different angle helped in the seeing of previously overlooked details.