düzelmediğini

düzelmediğini

"That it hasn’t improved" or "that it hasn’t been fixed."

In this sentence, 'düzelmediğini' refers to the unresolved problems despite attempts for repair.

Ev sahibi, evi tamir ettirmek için bir usta çağırdı fakat sorunların hâlâ düzelmediğini iddia etti.

The homeowner called a technician to repair the house but claimed that the issues were still not resolved.

In this sentence, 'düzelmediğini' functions as the object of the verb 'söyledi', indicating that the patient stated their health condition had not improved.

Hasta, uzun tedavi sürecinden sonra sağlık durumunun düzelmediğini söyledi.

The patient said that their health condition did not improve after a long treatment process.

Here, 'düzelmediğini' is used to express the lack of improvement in a specific situation highlighted by the teacher.

Öğretmen, öğrencinin matematikteki hatalarını fark edip düzeltmeye çalıştığını ancak durumun düzelmediğini belirtti.

The teacher noticed the student's errors in mathematics and tried to correct them but stated that the issue did not improve.