dünyadan

dünyadan

"From the world."

Here, 'dünyadan' indicates origin, specifically 'from another world.'

Bilim adamları başka dünyadan gelen sinyalleri araştırıyorlar.

Scientists are investigating signals coming from another world.

In this sentence, 'dünyadan' expresses the source, meaning 'obtained from the world.'

Dünyadan elde edilen bilgiler insanlığın geleceği için önemlidir.

The information obtained from the world is important for the future of humanity.

Here, 'dünyadan' conveys detachment, expressing 'isolated from the world.'

Uzun mesafeler katetmek, dünyadan soyutlanmış hissetmeye sebep olabilir.

Traveling long distances can make one feel isolated from the world.