ateşlediği

ateşlediği

"That/which/whom (he/she/it) ignited/fired."

In this sentence, 'ateşlediği' implies sparking or igniting interest.

Hoca, öğrencilerin ilgisini ateşlediği yeni bir yöntemle dersine başladı.

The teacher started the lesson with a new method that ignited the students' interest.

Here, 'ateşlediği' denotes initiating or causing heated discussions.

Makale, toplumdaki önemli tartışmaları ateşlediği için geniş kitlelerce ilgi gördü.

The article gained widespread attention because it ignited significant debates in society.

In this example, 'ateşlediği' refers to inspiring or instigating ongoing efforts in research.

Profesörün sunduğu fikirler, bilim dünyasında yeni araştırmaları ateşlediği kanıtlanmıştı.

The ideas presented by the professor were proven to ignite new research in the scientific community.